• Culture  • Art & Photography  • Contemporary & Art Week

Contemporary & Art Week

Geçtiğimiz hafta adeta sanata doyduğumuz bir haftaydı. Hem Contemporary İstanbul hem Art Week kapsamında gerçekleşen etkinlikler sebebi ile oldukça keyifliydi diyebiliriz. İyilik İçin Sanat Derneği olarak bizler de Sanat danışmanı Melike Bayık eşliğinde ilk önce Contemporary VIP açılışına katıldık ve sergiyi gezdik.

 

Contemporary rüzgarı…

Yerli yabancı pek çok sanat galerisi sergide yerini almış durumda. Sanatçılarımızda eserlerinin yanında gururla bulunuyor ve bilgi veriyorlar. Geçen yıla oranla sanat galerisi ve eser katılım oranında %40’lık bir artış olduğuna dair aldığımız bilgi bizi mutlu ediyor.

Sanata birazcık bile ilgi duyan herkes Contemporary ‘de. Tabi koleksiyonerlerin yanı sıra selfieciler de bulunuyor (ki beni kesinlikle rahatsız etmiyor çünkü orada bulunan herkesin birşekilde sponsorların fonuna destek vermesi fikri hoşuma gidiyor açıkçası) bu konuya da en güzel çözüm Emre Yusufi’nin Hercules heykeli ile gelmiş olsa gerek basitçe çektiğiniz selfie’yi özel olarak oluşturulmuş instagram hesabında dakikalar içerisinde bulabiliyorsunuz. Bu sene boks eldivenlerini çıkarmış olan Hercules bizi selfie stick ile karşılıyor…


Emre Yusufi

Elbette döviz kurundaki iç karartıcı durum eserlerin fiyatlarına yansımış durumda. Bazı galeri sahipleri bu konunun sanat üzerindeki olumsuz etkisi ile ilgili üzüntülerini dile getiriyorlar. Sanatçılarımız ise tam tersi olacak ki uzun süreli emeklerini sergilemiş olmanın verdiği haklı gurur ve keyif ile gülümsüyorlar.

Gelelim fuarda bulunan eserlerin bazılarına…

Daha önce atölyesine konuk olduğum Mahmut Aydın’ın meşhur kargaları elbette oradaydı…

Ali Elmacı her yıl olduğu gibi bu yıl da favoriler arasındaydı. Bu yıl hiç olumsuz tepki ile karşılaşmadı, heykellerini geri çekmek zorunda kalmadı…(Bunun için neden seviniyoruz bu da ayrı bir konuda çünkü sanat zaten özgür olmalı…)


Fırat Engin


Seçkin Pirim ‘in 490 küsur metal parçasını kullandığı eseri mükemmel olmasının yanında bir anlık gözgöze gelişimizde ‘’Senin resmini çekmem gerek önünde’’ dediği an bende elbisemin uyumundan istifade birlikte resim rica ettim ve ortaya bu tatlı kare çıktı


Haluk Akakçe

Bu sırada…

Biryandan Art Week kapsamındaki sergi ve sanat konuşmacılarını kaçırmamak adına Akaretler’e doğru yol alıyorum. Daha önce derneğimiz ile atölyesine konuk olma fırsatım olan Ekrem Yalçındağ’ın sergisi burada yer alıyor.

Herkesin meşhur ev partilerini merak ettiği Maça Kızı Otel’in sahibi ve aynı zamanda iyi bir koleksiyoner olan Sahir Erozan, İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Çiğdem Eren , Merkür Sanat Galerisi’nin sahibi Sabiha Kurtulmuş moderatörlüğünde sanat-mekan ilişkisi konulu sohbette ise galeri sahiplerinin, sanatçıların, şehir planlama mühendis ve mimarlarının sanatı konumlandırma konusunda oldukça önemli bir role sahip olduklarını ve halihazırda yapım aşamasında olan 3. Havalimanı, Tersane İstanbul ve Galata Port gibi projelerde sanatı konumlandırmak amacı ile devlet desteği alınarak önemli adımlar atılabileceğine dair fikirler ortaya atılıyor. Sanat ve Mekan arasındaki ilişkinin oldukça kuvvetli olduğu fikrine hepimiz katılıyor ve ne yazık ki ülkemizde hala ‘signature’ sayılabilecek ve bizi global olarak temsil edebilecek herhangi bir mimari yapının olmayışından yana olan üzüntümüz herkesin mutabık kaldığı başka bir konu olarak konuşma boyunca akılda kalan unsurlardan oluyor.


Akılda kalanlar arasında…
Ahmet Güneştekin’ in 4 yıl önce çalışmalarına başladığı ve oldukça atmosferik bir bütçe ile yapılan eseri ‘Ölümsüzlük Odası’ İran asıllı bir sanatçıdan intihal olarak değerlendirilirken kesinlikle sanatseverlerin ilgi odağı olarak akıllarda kaldı.

Havalar gittikçe soğuyor elbette bu bir sonraki hafta Emre Yusufi’nin atölyesine konuk olmamıza engel değil

2004 yılında Göbeklitepe’deki kazılardan ilham aldığını bildiğimiz Ahmet Güneştekin’in ‘Ölümsüzlük Odası’ isimli eseri..