• Business  • #DazzleWoman  • Röportaj: Bir Gençlik Meselesi : Junior Achievement

Röportaj: Bir Gençlik Meselesi : Junior Achievement

Genç Başarı Eğitim Vakfı ya da dünya genelinde bilinen ismimizle Junior Achievement’ın başlangıç hikâyesi oldukça eskiye dayanıyor. 1919 yılında kurulan sivil toplum kuruluşu, bugün dünyadaki en yaygın yapılanmaya sahip gençlik organizasyonu olarak biliniyor.
Genç Başarı Eğitim Vakfı ülkemizde ise 1999 yılında hayata geçmiştir. Genç Başarı Eğitim Vakfı Genel Müdürü Seçil Yıldırım Çelebi projelerini ve hedeflerini konuştuk…

Proje ve hedefleriniz nelerdir?

Hedeflerimiz global vizyonumuzdan da geldiği şekli ile üç başlık altında toplanabilir,
İlkokuldan, üniversite son sınıfa kadar çocukların ve gençlerin, ‘Finansal Okur Yazarlık’, ‘İşgücüne Etkin Katılım’ ve ‘Girişimcilik’ alanında yetkinliklerini geliştirmek için çalışıyoruz.

Tasarladığımız projelerde ise, kurduğumuz ya da dahil olduğumuz ortaklıklarla gençlerin iş yaşamına geçiş yapacakları süreç boyunca ve iş yaşamında karşılaşabilecekleri engelleri aşmaları için onları geliştirmeyi, onlara yol göstermeyi ve iş yaşamına hazırlamayı hedefliyoruz.

Tüm program ve projelerimizin ortak noktası ise çocuklar ve gençleri iş dünyası gönüllülerimiz ile bir araya getiriyor olmamızdır. Gençlerimiz bu sayede iş yaşamındaki profesyoneller, üst düzey yöneticiler ve girişimciler ile tanışma, onlarla birlikte çalışma ve fikir alışverişi yapma şansı yakalamaktadır.

Bugüne kadar hayata geçirdiğiniz projelerden kısaca bahsedebilir misiniz?

İlkokul öğrencilerimiz için, bireysel ve kurumsal finansal ve iş yönetim kararlarını aldıkları, hesaplarını yönettikleri ve akıllı birer tüketici olmak üzere tasarruf kültürünün ve harcama prensiplerinin öğretildiği tamamen bir oyun üzerine tasarlanmış programlar yürütmekteyiz.

Liselerde ise gençlerin kendi mini şirketlerini kurdukları “Şirket Programı” uygulanmaktadır. Gençler, okullarında rehber öğretmenleri ve gönüllü mentorları ile ekip oluşturmakta, görev dağılımlarını tamamlamakta, ürün ve/veya hizmetlerini geliştirmekte, üretmekte ve satmaktalar. Bu program, kesinlikle bir simülasyon değildir. Gençlere deneyerek ve yaparak öğrenme metodolojisi ile iş yaşamını öğretmektedir. Program sonunda Yılın Şirketi Yarışması düzenlenmekte ve alanında önde gelen jürilerin oylarıyla ülkemizde kurulan tüm şirketler arasından en başarılı şirket seçilmektedir. ‘Yılın şirketi’ ülkemizi Avrupa’da 40 ülkenin katılacağı ‘Avrupa Yılın Şirketi Yarışması’nda temsil etmeye hak kazanmaktadır.

Ülkemiz için yeni olan bir diğer program ise ESP (Entrepreneurial Skills Pass) Sertifikasyon Programı’dır. Entrepreneurial Skills Pass (ESP) 15 ila 19 yaşları arasındaki öğrencilerin, bir iş kurmak ya da başarılı bir şekilde istihdam edilebilmek için gerçek girişimcilik deneyimine sahip, gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazanmış olduğunu belgeleyen uluslararası bir kriterdir.

Ayrıca gençleri, inovasyon kültürünü benimsemelerini sağlayacak çalışmalara yöneltmek için de ulusal ve uluslararası ortaklıklarla farklı projeler yürütmekteyiz.

Sürdürdüğümüz projeler arasında en yakın zamanda hayata geçenlerden birisi de Erasmus+ Programı kapsamında WORTH Projesidir. Gençlerin istihdam edilebilirliğinin güçlendirilmesine yönelik bu projede Türkiye’den, İstanbul Valiliği, Türkonfed, Globest ve İtalya, Yunanistan, Bulgaristan, İspanya’dan farklı kurumlar ile işbirliği içerisindeyiz.

Genç Başarı Eğitim Vakfı uluslararası bir vakıf. Avrupa ve dünya ile karşılaştırıldığında Türkiye nerede? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün Junior Achievement yapılanması Amerika, Avrupa, Asya-Pasifik, Ortadoğu ve Afrika ana dalları üzerinde faaliyet göstermektedir. Ülkelerin ekonomik, demografik ve yönetsel farklılıkları vakfın faaliyet sonuçlarına ilişkin küresel ölçekte standart bir performans ölçütüne sahip olmayı engellemektedir.

Bununla birlikte Türkiye, Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında ise sahip olduğu genç nüfus nedeniyle çok daha yoğun çalışma ve odaklanma gereken bir noktada duruyor. Bugün ülkemizdeki öğrenci sayısı birçok ülkenin nüfusundan daha fazladır. Bu sebeple Avrupa ülkelerinde genç nüfusun ülkemize oranla az olması gençlerin dahil olabilecekleri okul dışı çalışmaların sayısını arttırmakta ve gençlere erişim daha kolay olabilmektedir.

Ülkemizde gençlerin gelişimi ve kendilerini gerçekleştirebilmeleri için en önemli faktörlerin ‘sorumluluk alabilmek’, ‘karar verebilmek’ ve ‘hata yapmaktan korkmamak’ olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız programlarda gençler, bizlere bu üç başlıkta ellerine fırsatlar verildiğinde gösterdikleri başarı ile kendilerini kanıtladılar.

Ancak maalesef velilerin de çocukları gibi stres altında olduğunu gözlemliyoruz. Pek çok ebeveyn, çocukların geleceklerini sınavlara endeksliyor, onları sürekli kıyaslıyor ve ne olduğunu tam olarak bilmedikleri klişeleşmiş bir başarı kavramı ile onları ölçüyorlar. Bunun sonucunda da çocuklarımızı gerçeklikten kopuk bir yaşamın içine atmış oluyoruz.

Bu noktada ekonomik alanda ve eğitim alanlarında başarı sağlamış ülkelere baktığımızda gençlerin yaparak öğrenmeye teşvik edildiği, uygulama ve deneyimin ön planda tutulduğu, gençlerin karar verme mekanizmalarının güçlendirilmesi için çalışılan ve bilimsel temelli yaklaşımları görmekteyiz.

Genç Başarı Eğitim Vakfı Genel Müdürü olarak sizin gençliğinizde deneyimlediğiniz bir girişimcilik hikayesi var mı?

Kendi kariyer yolculuğumda da farklı alanlarda çalışmaya ve deneyim kazanmaya hep özendim ve önem verdim. Bu sebeple üniversite çağından itibaren çalışmaya başladım diyebilirim. Girişimciliğe yönelmem de yine bu yıllarda başladı. Girişimcilik deneyimlerimde birçok başarısızlık yaşadım diyebilirim. Ancak bu hiç bir zaman ümidimi kaybetmeme neden olmadı aksine bana neler yapmamam gerektiğini çok güzel öğretti.
İlerleyen yıllarda ise ülkemiz genelinde 18-65 yaş arası yetişkinlerle birçok farklı ilde girişimcilik projeleri yürüttüm. Böylece bir yandan gördüklerimi aktarma imkanı bulurken diğer yandan yeni bir çok girişime şahit olarak onlardan farklı deneyimler elde etmeye devam ettim.

İş hayatına başlayacak gençlere önerileriniz nedir?

Gençler öncelikle iş yaşamından ziyade yaşamdan beklentilerini tanımalılar. Nasıl bir hayatın onları mutlu edeceği, ilgi alanlarının ne olduğu, keyif aldıkları şeyleri anlamalılar, sonrasında mesleklerini seçmeliler. Çünkü başkalarının onlar için çizdikleri kalıpların, belki de önlerindeki 30 yıl boyunca onları sıkıştıracak kutular olmamaları gerekiyor. Bu bir insan için katlanılabilir değil. Kendi sınırları yerine yollarını ve hayallerini çizmeliler önlerine, sonrasında bunları gerçekleştirmek çok daha kolay olacaktır.

Unutmamaları gereken bir şey daha var ki; o da maalesef popüler kültür dizilerindeki gibi değil iş yaşamı. İnsanlar çok büyük bir holdingin başında olduklarında masalarında 5 dakika kalıp geri kalanını özel hayatları için ayırmıyorlar. Birçok yönetici ya da girişimci günün 25 saat olmasını arzulayacak kadar çok çalışabiliyor. Ve çalışmadan başarı sizi bulmuyor siz çalıştıkça başarı kavramını üzerinize alıyorsunuz.

Genç girişimciliğe ve üretime teşvik etmek için neler söylemek istersiniz?

Öncelikle deneyim kazanmalarını öneririm. Girişimcilik sadece bir fikir geliştirmekten ibaret değildir. Kolay para kazanma yolu ve patron koltuğunda oturup iş yaptırmak hiç değildir. Emek ister, yorar, sürekli araştırmayı gerektirir, ilk zamanlarında neredeyse tüm önceliklerinizin yerini alacak bir bebek gibidir.

Fakat girişiminiz büyüdükçe hayallerinizin şekil aldığını ve karşınızda gerçeğe dönüştüğünü de görürsünüz ki, bu çok büyük bir keyiftir.

Bu işin bireysel kısmıyken, biraz daha geniş perspektiften bakmak gerekirse bugün bilinen bir gerçek de ‘Genç İşsizliği’dir. Gençlerin istihdam edilebileceği yeterli iş maalesef yoktur daha önemlisi içinde bulunduğumuz çağı düşünürsek şu an yeni okula başlayan çocukların mezun olduklarında çalışacakları mesleklerin bazıları henüz doğmadı bile.

Gençler bu noktada devreye giriyor çünkü onların, şanslı oldukları taraf, yetişkinlere göre risk alma ve yaratıcı fikir üretme becerilerinin daha yüksek olmasıdır. Bu sebeple hem toplumumuzun geleceğini korumak hem de gençlerin bireysel geleceklerini en konforlu şekilde tasarlamaları için yenilikçi ve değişen dinamiklere hızlı ayak uydurabilen hatta dinamikleri değiştirebilen ve globalleşmeyi lehine kullanabilen girişimler kritik öneme sahiptir. Bu girişimleri yaratacak en güçlü grup gençlerdir.

Son projeniz ile liseli öğrenciler Türkiye’yi Avrupa’da temsil edecek. Yenilikçilik ve girişimcilik açısından sizce Türkiye ne aşamada? Bu başarıyı nasıl değerlendirirsiniz?
Liseler arasında yürütmekte olduğumuz Şirket Programı kapsamında kurulan “Compose – It Genç Başarı Şirketi, bahçelerde yapılan organik tarımı mutfaklara taşımak amacıyla “Gübrecim” adını verdikleri kompost (doğal gübre) makinesini tasarladılar. Ekip hem makine üretimi yapıyor hem de geliştirdikleri aplikasyonları ile müşterilerine alacakları makineyi tasarlama imkanı sunuyor.
Şu an da heyecanla Brüksel’de 40 ülkenin katılacağı yarışma için heyecanla hazırlıklarını yürütüyorlar.
Ülke olarak yenilikçilik bakış açısı ve girişimcilik becerilerimizi geliştirebilmemiz için maalesef daha çok yol kat etmemiz gerekiyor. Çünkü insanların kendi işlerini kurmayı kolay ve hızlı para kazanma yolu olarak görmemeleri ve emek yoğun işlerde çok büyük başarıları hak ettiklerini düşündükleri bir eğilimde olmamaları gerekiyor. Maalesef bugün gençlerimiz de bazen yetişkinlerden etkilenmekte ve en kolay şekilde en hızlı gelir elde edebilecekleri ve katma değeri yüksek yatırımları seçmek yerine en hızlı nakde dönüşen ve sürümden kazanma mantığı ile üretim eğilimine girmektedirler.

Bir diğer değinilmesi gereken husus ise girişimcilik ve inovasyon eğitimleri ve programlarının ülkemizde yoğun olarak üniversitelere odaklanmasıdır. Ancak bu bakış açısı gelişmiş ülkelerde ilkokul hatta anaokulu seviyesinden başlamaktadır. Ülkemizde bu alanda yapılan çalışmaların da çocukların ve gençlerin potansiyelini dışarı çıkarabilmek için üniversitelerden, küçük yaş gruplarına hızlı indirgenmesi gerekmektedir. O zaman gerçek potansiyelimizi görebiliriz çünkü ülkemizin kalkınması için yegâne cevherlerimiz gençlerin ve çocukların, yenilikçi fikirler geliştirmeleri ve uygulamalarıdır.