• Business  • #DazzleWoman  •   ‘Dileğim Bir Çılgın Türk Olarak Mimlenmek’

  ‘Dileğim Bir Çılgın Türk Olarak Mimlenmek’

 

İki yıl önce kendi adını taşıyan tiyatrosunu kuran Çiğdem Tunç, bu sezon Binbir Gece Masalları oyunu ile karşımızda. 20 kişilik bir kadroyla perdelerini açan oyun, bugünün insanına göndermeler yapıyor. Çiğdem Tunç ile yeni oyunlarını konuştuk

Ekin TÜRKANTOS

 

Öncelikle bol gişeli bir sezon olsun, Binbir Gece Masalları’nın sizdeki yeri apayrı kuşkusuz ama 2018 yılında sergilendiğinde ne gibi farklılıklar içeriyor?

Aslında bin senelik anonim masallar 2018 yılına çok önemli ve fakat değişmeyen mesajlar gönderiyor. Örneğin iyi ile kötünün savaşından iyinin galip çıkması gerektiği, aşk varsa eğer hayatın ve masalların devam edeceği gibi. Sahneye koyarken bugünün insanına göndermeler yaparak ilgisini çekmeyi düşündüm. Mesela; futbol amigosu gibi davranan Kırkharamiler, Türk Halı Yolları adı altında havalanan uçan halılar, kokpitteymişcesine yapılan Alaaddin ve Cin’in yolculuğu, Balıkçı ve İfrit masalındaki İfrit’in şeker hastası ve botoks düşkünü çıkması gibi. Temelde çağdaş göndermeler ve eğlenceli bir doku yaratmaya gayret ettim.

Bu oyunla “İnsanları en çok gerçekler yorar bu nedenle onları fantastik bir yolculuğa çıkartmak istiyorum” diyorsunuz… Masalların gücü hepimize iyi gelecek belli ki, peki üzerinde çalışırken ne gibi noktaları öne çıkartmak istediniz?

Şehrazat ve Hükümdar Şehriyar’ın arasındaki tutku ve aşkın yaşandıkça hükümdarı bir cellattan vicdan sahibi bir erkeğe dönüştüren hikâyesi var ki, sevginin gücünün hayatın devamlılığı adına ne büyük şeyler değiştirebileceğinin altını çizmek istedim. Daha sonra gerçekten yorgun düşmüş 21. yüzyıl insanına su perilerinin, ejderhaların, Zümrüd-ü Anka kuşlarının olduğu bir büyülü ada, bir büyülü orman yaratıp o ormanda inancın ve imanın varlığıyla nasıl mutluluğa varılabileceğini vurgulamak istedim. Yazarımız Eray Yasin Işık, bu masalları öyle güzel incelemiş ve bunlardan oyun için öyle sağlam bir kurgu elde etmiş ki, işim zor olduğu kadar eğlenceli ve kolaydı da.

Siz çok yönlü bir sanatçısınız ve sanat hayatınızda pek çok alanda başarılı işler yaptınız. Ancak Çiğdem Tunç Tiyatrosu’nu kurmak için neden bu kadar beklediniz?

Bense ne bir saniye erken ne de bir saniye bile geç olduğunu düşünüyorum. Hamdım, piştim, yandım ve 2016 senesini Zümrüd-ü Anka kuşu gibi küllerimden doğma senesi ilan ettim ve doğdum da. Elimde 38 yıllık çok zengin bir kariyer ve her an bu büyük deneyimi, beceriyi ve ustalığı hor kullanmak üzere hazır bekleyen karteller vardı sanat camiasında. Kendimi Allah’ın izniyle seçilen değil seçen konumuna getirdim. Şöyle ki, bundan böyle rol beklemeyecek, rol verecektim. Ekmeğimi beklemeyecek, onu ben yaratacaktım. Bu inancım yanı başımda bana inanan çok yetenekli ve çok çalışkan insanların varlığı sayesinde azmim galip geldi ve mesleğimi kurumsallaştırdım. İnşallah bunu bu şekilde uzun yıllar sürdürebilirim.

Son yıllarda masallarla ilgili pek çok etkinlik düzenleniyor. Okuma günleri, masal kitapları, masal yazma atölyeleri… Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Dedim ya insanı en çok gerçekler yorar ve acıtır. Dünyamıza şöyle bir baktığınızda kutuplaşan siyasi yapılar, çok daha sert oynanan ülkelerarası derin ve kirli siyasi oyunlar, masum halkın tüm bunlardan manen ve maddeten çöküşü, bunlardan kaçıp masalların naif ve saf dünyasında dinlenme ihtiyacı yarattığını gözlemledim. “Neverland” hepimizin düşlerimizde tüm gerçekleri geride bırakıp dinlenebileceğimiz, çocuklaşabileceğimiz ve yaramazlık yapacağımız bir ütopya. Hepimiz her gün kaçıp kaçıp gitmiyor muyuz bu ütopik topraklara… İşte ben de elimde sağlam bir metinle bunu tiyatro sanatı ile ifade etmek istedim.

Binbir Gece Masalları’nı Eray Yasin Işık yazıyor ve siz yönetiyorsunuz. Bu oyundan çıkan insanlar neyi hatırlasın istersiniz?

Dürüst olmak istiyorum ki öncelikle Çiğdem Tunç’un 40 yıllık meslek hayatında eline attığı her işte başarıyı yakaladığının görülmesini ve saygıyla karşılanmasını isterim. Kendimizi kandırmayalım, Binbir Gece Masalları, Broadway’de veya Londra’da herhangi bir tiyatroda oynasa sahne önü ve gerisinde en az 60-70 kişi barındıran bir proje olur. Ben, Türkiye’de bir özel tiyatro kurmuş insan olarak ancak 20 kişi istihdam edebiliyorum. İmkanlarım bu. Bunun ne kadar cesur ve Don Kişotvari bir girişim olduğunu görmelerini, artık Çiğdem Tunç Tiyatrosu’nu (ÇTT) duyduklarında akıllarına kurumsal bir marka olarak düşmek isterim. Herşeyden de önemlisi bir “Çılgın Türk” olarak mimlenmek dileğimdir .

Oyun 12 Ekim’de prömiyerini yaptı, bundan sonraki gösteri tarihleri nedir?

27 Ekim cumartesi akşamı saat 19.00’da Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde, 20 Kasım Salı günü matine-suare şeklinde Van Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Oyunumuz kasım ayında gala yapacak. İzleyiciler İstanbul içi, Anadolu ve yurtdışı gösterilerimizi sosyal medyadaki Çiğdem Tunç Tiyatrosu sayfalarımızdan görebilirler.