• Fashion  • Fashion For All  • Modanın Ten Rengi

Modanın Ten Rengi

“Nude”
sf. Soyunmuş durumda olan, çıplak.


Asıl anlamı bu kadar açık ve kapsayıcıyken, “nude” sözcüğünün içselleştirilmiş olan anlamı oldukça farklı.
Oxford sözlüğü, “nude” için “pembemsi bej rengi” diyor. Peki, tek bir şehrin insanları bile onlarca farklı ten rengine sahipken, bu tanım oldukça kısıtlayıcı değil mi?


Sorun, Oxford’un bu tanımıyla bitmiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin en çok kullandığı Merriam-Webster sözlüğüne baktığımızda, Oxford’un tanımı çok masum gelecektir. Çeşitli kampanyalar başlatılıp tanım değiştirilmeden önce, bu sözlük “nude” kelimesini “beyaz bir insanın ten rengi” olarak tanımlıyordu.

Bu tanımlamalar, aslında beyaz olmayanlara karşı gösterilen mikro öfkenin örneklerinden biri. Günlük yaşantımıza sessizce girmiş olan bu mikro öfke, hiç belli etmeden beyaz tenin her açıdan “daha güzel” olduğunu vurguluyor. Bu düşünce ile hareket edince, beyaz tişörtümüzün altına “belli olmasın” diye ten rengi sütyen giyerken, babetin vurduğu yere “görünmesin” diye ten rengi yara bandı yapıştırırken veya yalnızca beyazlara uygun renk seçeneklerine sahip bir fondöten seçerken aslında ırkçılığın somut bir örneği olduğumuzun hiç farkında olmuyoruz. Peki neden?


Modayla biraz da olsa haşır neşir olan, dergileri karıştıranlar bilecektir. Nude tonlar her zaman vazgeçilmezdir. Siyahtan sonra en trend seçimdir. Koleksiyonlarından en az birini bu renge adamayan moda tasarımcısı kalmamıştır. Aylarca sadece bu konuya odaklanmayan moda dergisi kalmamıştır. Hatta Instyle dergisi “Nude yeni siyahtır” (Nude is the new black) diyecek kadar ileri gitmiş, nude rengin siyah olamayacağını onaylamıştır. Böylece kendilerine uygun nude rengin “siyah” olduğu siyahı kadınları bu trendden tamamen dışlamıştır.
Düşünüldüğünde, bir rengin ırkçı olabileceği çok saçma gelebilir. Sonuçta renk yalnızca, ışığın gözün retinasına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bir zevk meselesidir. Gözünüze hoş geldiğini düşünerek “nude” bir elbise giyebilir, tonunu beğendiğiniz için “nude” bir ruj sürebilirsiniz. Sorun rengin kendisinde değil. Asıl sorun, bu trendin nasıl şekillendiği, düşünülüş biçimi ve bu sözcüğün moda dilinde anlamını daraltarak içselleştirilmiş olması. Buna verilebilecek en sansasyonel örnek ise, Michelle Obama.

Beyaz Saray’da Hindistan Başbakanının ağırlandığı bir yemekte Michelle Obama straplez, payetli, şeftali-pembe tonlarında bir elbise giydi. Buraya kadar hiçbir sorun yok, kadın daima şık zaten. Asıl skandal, elbisenin tanımlanış biçimiydi. Nasıl tanımlandığını söylememe gerek yok sanırım? Üstelik tanımlamayı yapan Hindistan kökenli Amerikalı moda tasarımcısı Naeem Khan’dı.Evet, Hindistan kökenli ve çikolata renginde.

Tüm bu bakış açısına rağmen, hiç umut yok değil. Bu denli umursamaz, ayrımcı ve elitist olan moda dünyası son zamanlarda artan farkındalığa ayak uydurmaya çalışıyor. Sürdürülebilir koleksiyonlar sunuluyor, podyumda eşitlikçi ve aktivist tavırlar sergileniyor.
“Nude” kavramına karşı ilk harekete geçen markalar, Christian Louboutin ile genç bir iç çamaşırı markası Naja oldu. Louboutin, her ten rengine uygun “nude” stilettoları ve babetleriyle, kadını objeleştiren iç çamaşırlarına karşı rahatlığı esas alan Naja ise farklı ten renkleri için hazırladığı koleksiyonuyla tek bir nude ton olmaması gerektiğini vurguladı.

Nude tartışması yalnızca moda sektörüyle sınırlı kalmadı. Tek bir ten renginde üretilen yara bantlarına karşılık, Ebon-Aide adlı “etnik açıdan doğru yara bandı” üretildi. Bu yara bandı, farklı ten renklerinin olduğunu kabul eden ilk sağlık ürünü oldu. Ardından, Urban Armour isimli bir şirket farklı ten renklerine uygun bandajlar üretmeye başladı.

Tüm bu gelişmelere rağmen, bu konuda farkındalık yaratmak için atılması gereken çok fazla adım var. İç çamaşırı alırken bile ırkçılıkla karşı karşıya olmak, aslında ufak şeyleri gözden kaçırmanın veya görmezlikten gelmenin toplumun algısını nasıl değiştirdiğini ve insanları nasıl tek tipleştirdiğini gösteriyor. Dünyada tek bir ten rengi hüküm sürerken, belki de hiç kimsede olmayan bir cilt tonuna sahipsinizdir, kim bilir?

 

Yazı: Damla Duman